Mustafa Güçlü Yaşadığımız coğrafyanın acılarını, sevinçlerini şarkılarında yaşayan Suna Alan, bu çalışmasında; zorunlu bir ayrılık sonrası özlemle yanıp tutuşan aşığın dilinden sevgiliye olan serzenişi dile getirirken kapısında durduğumuz lanetli çağın yıkım ve korkularından uzakta içimizde hala yaşayan umutlarımızı tazeleyen naif duyguları gün yüzüne çıkarıyor.
Müzik yaşamını uzun yıllardır Londra’da sürdüren Suna Alan, ŞERINA MIN (Şirinim) adlı çalışmasını dinleyicileriyle buluşturdu.
Yaşadığımız coğrafyanın acılarını, sevinçlerini şarkılarında yaşayan Suna Alan, bu çalışmasında; zorunlu bir ayrılık sonrası özlemle yanıp tutuşan aşığın dilinden sevgiliye olan serzenişi dile getirirken kapısında durduğumuz lanetli çağın yıkım ve korkularından uzakta içimizde hala yaşayan umutlarımızı tazeleyen naif duyguları gün yüzüne çıkarıyor.
Yaşanmış bir acının destanı dile gelirken Mezopotamya’nın ovalarında, dağlarında yankılanan aşkın çığlığını duymamak, onun gibi kor ateşlerde yanmamak mümkün değil.
O acı, öyle kadim bir acıdır ki kendini hapiste unutan sevgiliye, aklından geçenlerin yanlış olmasını umarak; “Ama eğer öyleyse, ben öldükten sonra da yasımı tutma” diyecek kadar aşka bir kapı aralıyor.
Tanıtım bülteninde belirtildiği gibi:
“Bu eser, Kürt insan hakları aktivisti Mehmet Emin Cengizoğlu tarafından tutukluluğu sırasında yazılmıştır. Yeni evlidir ve eşine derin bir aşkla bağlıdır—ne var ki eşi onu bir kez olsun ziyarete gelmez.
Yaşadığı kalp kırıklığı ve hüsran ile bu şiiri yazar ve şöyle der:
“Şirinim, gel de beni gör
Kara gözlüm, halsizim—gel de beni gör
Acı çektiğime inanmıyorsun belli ki, bu yüzden gelmiyorsun
Ama eğer öyleyse, ben öldükten sonra da yasımı tutma“
Suna Alan’nın son çalışmasını tüm dijital müzik platformlarından dinleyebilirsiniz.
*ŞERINA MIN (My Sweetheart / Şirinim) 💔* https://www.youtube.com/watch?v=GeODVgcouaM
