Modern insan dediğimiz homo sapiens sapiens’in (“bilen insan”. Bu yazımızda “akıllı insan” diyeceğiz.) yaklaşık 160 bin yıllık bir geçmişi var. Oysa ilk canlı 4 milyar, …

başka bir dünyanın maya'sı

Modern insan dediğimiz homo sapiens sapiens’in (“bilen insan”. Bu yazımızda “akıllı insan” diyeceğiz.) yaklaşık 160 bin yıllık bir geçmişi var. Oysa ilk canlı 4 milyar, …

mezarları ağlıyor karşı dağlarınansızın yer titriyor… devriliyor şehirbol peynirli doğum günü fotoğrafından sonraher şey ansızın oldu, yeni cümlem yokceset kokularında suskun haşmetli karanlıkyeryüzü sonsuz küffar, …

Kırk beş yaşındaydı Oktay, beş çocuğu ve karısıyla Küçük Menderes Ovası’nın dağa bakan yamacında büyükçe bir köyde yaşıyor ve tütüncülük yaparak geçimlerini sağlıyordu. Köyün sulak …

Otobüse biner binmez boş bir koltuk aradım. Dünden kalan kitabı bitirmek istiyordum. Arkada cam kenarında oturan kilolu bir kadın ve yanındaki çocuğu fark ettim. Onlar …

bir filmde görmüştümçok sessiz ve sinsi işliyordu samuray kılıçöyle ki kopardığı baş kalıyordu gövde üstündebakınanlar kadar başı kesik olan dainanıyordu hala yaşadığına film uzundu ama …

İçimizdeki sonbahar hüznüdüryağmuru yağdıran…şu an nasıl da sırılsıklam düşlerimizküllenmiş yüreğimin dilsiz yanığıylabazen öyle mahzun düşersin aklımave sonrası…her başlangıç birer yağmur, serzenişbir de kırılganlığım. Artık…gözlerim uzak …

yitik bir yaşamın peşinde umudumses kırıkları arasından geçiyorumyıllar yılı kimselerin konuşamadığı sözcüklerlecinnetim suskun vahşet görmüş çehrelerletükeniyor tüm zamanlarbuldum mubulduk mukaf dağı’nın ardını pepuk kuşunun gözlerinde …

Tanrı koridorunda birimizden hepsi… düştüğümde iki bacak arasından bu iki duvar arasınaannem inanıyordu ben de ona inandım:Cennet gökyüzünün arkasında…bir böcek kapan çiçeği rengini parlatıyor burdaGökkuşağına …

Abdalların ötekileştirilmesi nasıl başladı, pek bilinmiyor. Neşet Ertaş bir anlamda ötekileştirilen abdallardır. Bu ilişkiye Bektaşi tekkelerinin kapatılmasıyla değerlendirsek, belki Osmanlı toplumunun müzikten kopuşuyla arasında bir …

Geldiler, ay büyürken, yorgun atların soluğundaEllerinde toprak kokusu, bir yere gül ekmişlerGül kokusu ellerinde, ceylanlara su vermişlerDudaklarında kan, bir dostu alnından öpmüşlerYorgun atların soluğundaAy büyürkenGeldiler …