İstanbul’da Sabah

İstanbul’da sabah

sabahın ilk ışıkları düşüyor yedi tepeli şehre

Eminönü’nde martılar telaşla kanat çırpıyor

Galata köprüsünde balıkçılar

ilk oltasını atıyor umudun bulanık sularına

vapurlar boğazın tuzunu savurarak

içine çekiyor yükünü bu sabah.

 

işçiler uyanıyor emekleriyle döşüyor yolları

fabrika kapılarında alınterini dökmeye hazır

çekiç sesleri çınlıyor güneşin ilk ışıklarıyla

demir, çelik, taş, toprak, her biri destan

İstanbul’u yeniden inşa ediyor nasırlı eller

gözlerinde gecenin yorgun izleri.

 

memurlar kravatlarına düğüm atıp

sıraya diziliyor otobüs duraklarında

gözlerinde hesaplanmış saatler

büroların, dosyaların griliğinde kaybolmaya hazır.

 

öğrenciler çantalarında gelecek taşıyan yolcular

sıraya dizilmiş hayallerle doluyor sınıflara

bir öğretmenin sesi yankılanıyor koridorda

kalemi kılıç yapan bir neslin hevesiyle.

 

kadınlar bu şehrin suskun nehirleri

çamaşır ipinde savrulan umutlarıyla

bir pazar filesinin ağırlığında

evladına ekmek taşıyan

sabahın en güçlü sesleriyle yürüyor.

 

simitçiler şehrin aç karnına ilk lokmayı uzatanlar

sabaha susam kokusu karışıyor

taze simit, sıcak simit” diye yankılanan sesler

bir şarkı dolanıyor sokak aralarında.

 

gazeteciler gerçeğin karanlık kuyularından

günün ilk haberini çekip çıkarıyor

bir matbaa gürültüsü yankılanıyor duvarlarda

mürekkep kokusuyla yazılıyor sabahın manşeti.

 

şoförler direksiyon başında nöbette

her kavşakta, her kırmızı ışıkta

şehri sırtlayan demir atlılar

götürüyor umudu semt semt, mahalle mahalle.

 

işsizler cebinde kırışmış hayaller

kaldırım kenarlarında yeni bir günün yüküyle

her sabah tekrar başlayan bir mücadelede

yeniden, yeniden doğuyor sokaklarda.

 

lümpenler gecenin tozundan arınıp

sabahın ilk ışıklarında kayboluyor gölgelerde

her duvar yazısında bir isyan

her paslı banka kazınmış eski bir cümle.

 

İstanbul’da sabah oluyor

gök gürültüsünden doğmuş halk

sırtında yılların yorgunluğuyla

gözlerinde parlayan o kadim ateşle

biliyor bu şehir, unutmaz hiç

sabahın en keskin köşelerinde

bir çığlık gibi yükselen emeği

gün doğarken dirilen umudu.

 

İstanbul’da sabah oluyor

emekçiler; hepsi bir ağızdan haykırıyor:

“emeğimizle kuracağız yarını!”

 

Mart 2025 – İstanbul

Gürel SÜRÜCÜ

(MayaDergi On İki)

Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

MayaDergi'nin son sayısı MayaDergi On Üç şimdi yayında
This is default text for notification bar