Toplumcu gerçekçilik, sanatın ne olduğundan çok nasıl olması sorusun yanıtıdır. Toplumun aynası değil toplumsal gelişimi, dönüşümü, gerileyişi, ilerleyişi, aksaklıkları ben merceğinden geçirerek topluma gösterme, duyurma yansıtma sanatıdır. Toplumu ve bireyi, toplumsal gerçekliğinden soyutlamadan gerçek yönleriyle göstermeği amaçlar. Toplumcu gerçekçi sanat estetik ölçütleri içinde sanatçının benini dışlaştırma, doğurma, yaratma eylemidir.
Toplumsal gerçekçilik, 20.yüzyılın başlarından itibaren etkili olmuştur. Topsumsal yapıyı sınıf çatışmalarını ve bireyi toplumsal ilişkileri içinde ele alan sosyal yaşamda ki gerçekleri, çarpıkları saptayan, yakalayan gösteren, çözüm arayan çağına tanıklık eden toplumların tarihsel belleği ve yol gösterisidir. Edebiyatta toplumcu gerçekçi akım olarak isimlendirilmiştir. Toplumsal sınıfın birey üzerindeki etkisi, köy-kent çatışması, göçler, emek sermaye çatışması, kadın emeği, cinsiyet eşitsizliği, çocuk işçiliği, eğitim, yönetim, sistem baskısı, savaşlar, çocuk gelinler, çocuk tacizleri, tecavüzleri, sosyal çürüme, katliamlar, töre cinayetleri, grevler, işçi cinayetleri “kazaları” , sevgi, aşk, adalet, özgürlük, nükleer kazalar, doğa katliamları, doğal felaketler, bulaşıcı hastalıklar, darbeler, insan katliamları, işkenceler… Kısadan hisse; Toplumcu gerçekçi şiir yaşama dair ne varsa toplumcu gerçekçi şairin sorunsalıdır ve topluma yansıtması benin bilinci kadardır. Bireyde toplumu, toplumla bireyi gösterir. Temasıyla diğer şiir türlerinden ayrılır.
Toplumcu gerçekçi sanatçıların yaratıları anayurt, sosyalist gerçekçi sanatçıların yaratıları olimpiyat meşalesidir. Ana yurttan yola çıkıp olimpiyat meşalesi taşıyan şairlerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sebahattin Ali, Alper Çam, Arif Damar, Sevket Süreyya Aydemir, Aziz Nesin, Fikret Demir Bağ, Emin Özdemir, Enver Gökçe, Ercument Bezat Lav, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Hikmet Kıvılcımlı, Rıfat Ilgaz, İsmet Özel, Mehmet Başaran, Necati Cumalı, Refik Durbaş, Sabiha, Kerim Sadi, Saim Karagöz, Hidayet Sayın, Süreyya Berfe, Kemal Tahir, Vedat Nedim Tor, İnternetten çok site gezdim ama istediğimi bulamadım. Yazar, Şair Adil Okay geldi. Dosya konu başlığım üzerine toplumcu gerçekçi şairler üzerine konuştuk. Gidince bana bir yazı attı. Dosya konumun dışında bu duruma değineceğim için önce Maya Kültür Grubu arkadaşlarından sonra Maya Kültür okuyucularından özür diliyorum. Adil Okay’ın attığı dosyayı okuyunca cehaletimden utandım. Ezber tarihi bilgimle seçme ve seçilme üzerine 2005 tarihinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününe dair bir makale yazmıştım. Anımsadığım hak verilmez mücadele sonunda elde edilirse geri alınamaz. Sonra seçme ve seçilme hakkını Atatürk Türk kadınlarına armağan ettiğini yazmıştım. Kadınların talebi mücadelesi olmadığı içinde AKP iktidarı kadın hakları üzerinde istediği kurguyla kadınları seçim aparatı olarak kullandığına değinmiştim .O dosyadan bir avuç kadınının seçme seçilme hakkı için nasıl mücadele verdiklerini not alıntılarla aktarıyorum.
Ayşe Hür; “ Günün tarihinden – 89 yıllık soru:5 Aralık 1934’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı bahşedildi mi, bu hakkı kadınlar söke söke mi aldılar? 1870’lerden 1923’e kadar 100 kadar örgüt kuran, onlarca gazete ve dergi çıkaran Osmanlı kadın hareketi Birinci Dünya ittihatçı politikalar sayesinde Ermeni, Rum, Yahudi, Laventen vb.1923’ten itibaren de ulus-devlet mantığına uygun biçimde ‘Türkleşmişti’ ama idealleri değişmemişti. (… )
Kadınlar Halk Fıkrası
Bu durum, Osmanlı döneminden beri kadın hakları konusunda mücadele eden öğretmen Nezihe Mühiddin, Şükufe Ninal ve Latife Bekir önderliğindeki bir avuç kadını yıldırmamıştı elbette ve 30 Mayıs 1923’te 13 kadın “ siyasi hakların elde edilmesi için mücadeleye başladıklarını” duyurdular ve Mustafa Kemal’in kurduğu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kadınlar kolunu oluşturmak üzere başvurdular. (…)
Kadınlar taleplerine cevap alamayınca daha cüretkar bir adım attılar.15 Haziran 1923’te “ Kadınlar Halk Fırkası” ( FHK ) adıyla bir partinin kuruluş beyannamesini Dahiliye Vekaletine sundular. Amaçları 16 Nisan 1923’ten itibaren girilen yeni seçim döneminde parti olarak var olmaktı.
Zafer Toprak’ın aktardığına göre partinin başkanı Nezihe Muhiddin’i ikinci başkanı Nimet Remide, sorumlu delegesi Latife Bekir, genel sekreteri Şükufe Ninal, veznedarı Matlube Ömer, muhasebecisi Saniye, üyeleri de Nesime İbrahim, Zaliha Tuğrul ve Faize hanımefendilerdi. (…)
İlk kadın muhtar: Gülkız Übbül
Ancak bu ısrar bir işe yaramıştı ki 1930 baharında kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı “ tanındı”.(…)
Sultanahmet’te “ korirus” veren kadınlar
24 Mart 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesi ise” Kadınların Mebusluğu Şimdilik Hayal” Şeklindeydi. Ancak bu sırada “ Ankara muallimlerinden Afet ( İnan) Hanım, Cumhuriyet Halk Fıkrasına müracaat etmiş ve kaydı icra olmuştu.”
Kadınlar Birliği 11 Nisan’da İstanbul ‘da Sultanahmet Meydanı’nda bu karara teşekkür mitingi yapmıştı. (…) Cumhuriyetin 10. Yılı şerefine 26 Ekim 1933’te ise 1924 tarihli Köy Kanun’nun 20. Ve 25. Maddelerinde yapılan değişikle kadınlara muhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinde oy kullanma ve seçilme hakkı tanındı.Bu haktan yararlanarak seçilen ilk kadın, 2933 yerel seçimlerinde Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Demircidere köyünün muhtarlığına yaklaşık 500 oyla seçilen Gülkız Übbül ( Gül Esin), kahvehanerde kumar oynamayı yasaklamış, çocukların okula yazdırılması, kadınların sosyal hayata hazırlanması, kız kaçırma olaylarının önlenmesi ve nikah işlerinin düzene sokulması gibi konularda çalışmıştı.
Gizli kota uygulaması
5 aralık 1934 tarihinde Malatya Milletvekili İsmet İnönü ve 191 arkadaşının verdiği önerge TBMM’de oylandı ve 258 olumlu, 53 çekimser ve 6 boş kullanılmıştı. Kanunla kadın ve erkek her Türk’ün seçme yaşı 22, seçilme yaşı 30 olarak belirlenmişti. Böylece, kadın ile erkek arasındaki eşitsizliklerin biri ortadan kalmış olunuyordu.
6 Aralık günü Sultanahmet Meydanı’nda büyük bir kadın mitingi yapıldı.18 Aralık 1934 tarihli Zaman gazetesinde “ Seçilecek umum mebus adedinin yüzde beşi kadın azadan mürekkep olacaktır. Bu takdirde mecliste 18 kadın saylav bulunacaktır ” denilmişti. ( Öztürkçecilik akımının etkisiyle artık milletvekili veya mebus denmiyor saylav deniyordu. ) (…)
İşte bu ortamda yapılan ( Şubat 1935 seçimlerinde “müfrit olmayan” 17 kadın milletvekili meclise girdi. Ara seçimlerde buna 1 tane daha eklendi ve sayı 18 oldu. (…)
Örneğin, bu konuya en çok emek veren Nezihe Hanım CHP’den aday gösterilmemiş, bağımsız olarak seçilememişti. (…)
Hatı Çırpan dışında hiçbiri ülkenin kadın sosyolojisini temsil etmiyordu, 17’si de orta –üstü sınıftan kadınlardı.”
O dönem milletvekillerinin, gazetelerin mücadele veren kadınlarla alay etmeleri aşağılamaları sapkın söylemleri ve sürekli engel çıkarmaları içimi ezdi. Seçme ve seçilme hakkı için mücadele eden öncülümüz Nezihe Mühüddin’i ve mücadele arkadaşı kadınları saygıyla anıyorum. Cumhuriyet tarihini araştırmadan okul kitaplarında yazan Atatürk yaşamı ve devrimleri ezberiyle; 1934 Türk kadına seçme seçilme hakkını armağan etti şeklinde makalemde kullandığım için mücadele eden öncül kadınlarımızdan ve o yazımı okuyan okurlardan seçme ve seçilme mücadelesi veren kadınlardan özür diliyorum. Ayşe Hür’e teşekkür ediyorum. Emeğine sağlık.
TOPLUMCU GERÇEKÇİ ŞAİRLERİMİZ
40 kuşağı şairleri acılı kuşak, toplumcu gerçekçi şiirin öncülleri. Nazım Hikmet’le başlayan sosyalist geleneğin sürdürücüsü olan 40 kuşağı şairleri; Nazım’ dan aldıkları bu yeni sese, soluğa kendi özgün seslerini, soluklarını harmanlamasını yapmış ve N. Hikmet’in açtığı aydınlık ufka yeni ufuklar eklemişler. Toplumun sesi, sevinci, acısı, umudu, öfkesi, güneşi, yağmuru olmuşlar. Faşizme, gericiliğe boyun eğmemiş, seslerini daha yükseltmişler. 40 kuşağı düşüncelerini şiire, şiiri yaşama uyarlayarak toplumsal sorunlara eğilip göğüslemişler. İstanbul’da o dönem işkencesiyle meşhur olan Sansaryan Han’nın tabutluklarından geçmemiş 40 kuşağı şairi çok azdır. Çok zor koşullarda bastırdıkları kitaplar dağıtılmadan toplanıp imha ediliyor. Sürgünler, mahpus damları ikinci adresleri oluyor.
Nazım Hikmet’le başlayan ve sosyalist geleceğin sürdürücü olan 40 kuşağı şairlerimiz. Rıfat Ilgaz, Fahri Erdinç, Muzaffer Arabul, Cahit Irgat, A.Kadir ( Abdulkadir Meriçboyu), Suat Taşer, Mehmet Kemal, Enver Gökçe, Ömer Faruk Toprak, Arif Damar, Mehmet Başaran, Hasan İzzettin Dinamo, Niyazi Akıncıoğlu, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Ahmet Arif, Fethi Giray, Kemal Sülker, Perter Naili Baratov, Atilla İlhan, Sabri Soran, İlhami Berk, Sebahattin Ali, Alper Çam, Sevket Süreyya Aydemir, Aziz Nesin, Fikret Demir Bağ, Emin Özdemir, Ercument Bezat Lav, Hikmet Kıvılcımlı, İsmet Özel, Mehmet Başaran, Necati Cumalı, Refik Durbaş, Sabiha, Kerim Sadi, Saim Karagöz, Hidayet Sayın, Süreyya Berfe, Kemal Tahir.
İnternetten çok site gezdim ama istediğimi bulamadım. Yazar, Şair Adil Okay geldi. Dosya konu başlığım üzerine toplumcu gerçekçi şairler üzerine konuştuk. Gidince bana bir yazı attı. Dosya konumun dışında bu duruma değineceğim için önce
Nazım Hikmet (15 Ocak 1902 Selanik-3 Haziran 1963 Moskova, Rusya)
Kitap-lık dergisinin Ocak-Şubat 2020 tarihli 207. Sayısında yayınlanan Arapçadan, Türkçeye çevrilmiş “İstanbul’da 1 Mayıs”şiiri.
Kıpkızıl, kan kırmızı bayraklarımızın alevinden/ Sarı kursak bir balon gibi soldu güneş/ Ciğerlerimizde şişen ateş/ kol kola/ düştük yola7 Yedikule’den amele evleri Sirkeci’ye dayandı/ Karagümrük kırmıza boyandı (…) Mahmut Şevket’in iskeleti!/ Seni oraya diken sınıf/ Zırnık kadar bile vermedi bize hürriyeti/ Yıkıl karşımızdan!/ Yangınları haykıran/ Yangın Kulesi tepeden bakma bize/ bir gün elbet/ Seni borozan yapacağız kendimize/ İstanbul’un ağzı /Haykıracak kızıl inkılabımızı!
Yaşar Nezihe Bükülmez (D: 14 Ocak 1882, İstanbul – Ö: 5 Kasım 1971, İstanbul)
İlk şiirlerini 1901’de takma adla Terakki gazetesinde yayınlanır.1923 yılı Mayıs ayında Bir Mayıs şiirini Aydınlık dergisinde yayımlanır.
1 Mayıs şiiri yazan şairimiz.
Bir Mayıs
Ey işçi…
Bugün hür yaşamak hakkı seninken/ Patronlar o hakkını almışlar elinden.// Sa’yınla edersin de “tufeyli”leri zengin/ Kalbinde niçin yok ona karşı yine bir kin?/ Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkad;/ Lakin seni fakr etmede günden gün berbad (…) //Sayende saadetlere mazhar beşeriyet;/Sen olmasan etmezdi teali medeniyet// Boynundan esaret bağını parçala, kes at!/Kuvvettedir hak, hakını haksızlara anlat.
Salper Özhan, Müzisyen. “1 Mayıs Marşı” yazıp besteleyen.
Günlerin getirdiği baskı zulüm ve kandır/Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez/Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde// 1 mayıs 1 mayıs işçinin emekçinin bayramı/ Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı/Yepyeni güneş doğar dağların doruklarından/Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından / Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir (…)Ulusları gürleyen sesi yeri göğü sarsıyor/ Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor/ Devrimin şanlı dalgası dünyamızı kaplıyor/Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider/Devrimin şanlı yolunda bir kağıt gibi erir gider.
Rıfat Ilgaz ( 8 Mayıs 1911 Cide-7 Temmuz 1993 İstanbul)
“Çocuklarım / Yoklama defterinde tanıdım sizi,/ Benim haylaz çocuklarm/ Sınıfın en devamsızını / Bir sinema dönüşü tanıdım/Koltuğunda satılmamış gazeteler.” Çocuk işçiyi ve gazete okumayan halkı gösteriyor.
Ömer Faruk Toprak ( 1920- Fatih-20 Ağustos 1979)
DAĞDA ATEŞ YAKANLAR /Bir şafak vakti başlayacak yolculuğuz/Cıgaralar sönmüş parkalarımızda/Düşünmemek mümkün mü gelecek günleri (…)
A.Kadir(Abdülkadir Meriçboyu, 1917 İst- 3 Mart 1985 İst)
Dağ Başında / Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,/rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,/senin etinden tırnağından ayrı/Senin kokundan uzak. Sürgünde eşine yazdığı şiir.1953-1947 tariklerinde Muğla, Balıkesir, Konya, Adana, Kırşehir
Toplumcu gerçekçi şairler Nazım Hikmet ve 40 kuşağının ardından gidiyor. Kimi garip akımı kimi İkinci yeni kimi postmodernizm kimi sürrealist kimi sembolizm, parnasizm, natüralizm, romantizm, hümanizm, akımları kimi sesini arıyor.
Ülkü Tamer, İkinci yeni temsilcisi. Sonra toplumcu gerçekçi şiir yazıyor. Kemal Özer, ilk şiir kitabı ikinci yeni akımı etkisinde çıkarmış. İnsancıl Şiir Atölyesi şiir etkinliklerine katılırdı. İkinci yeni akımı etkisinde yazdığını ama bir şeylerin ters ve eksik olduğunu görmüş. O ilk kitabını yok sayar. Sesini bulmak için 10 yıl beklemiş. Sesini toplumcu gerçekçi şiirde bulmuş.
Asim Bezirci, Kemal Burkay, Atilla İlhan, Şükran Yurdakul, gibi. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Arkadaş Zekai Özger, Andan Yücel, Güngör Gençay, Avşar Timuçin, Ahmet Telli, Sennur Sezer, Ayten Mutlu, Leyla Şahin, Ataol Beramoğlu, Can Yücel, Ahmet Erhan, Eray Canberk, Ruşen Hakkı, Gülten Akın, Metin Altıok, Özkan Mert, Talip Apaydın, Şükrü Erbaş, Yusuf Hayaloğlu, Uğur Kaynar, İbrahim Tenekeci, Haydar Ergülen, Berrin Taş , Yaşar Miraç, Ozan Telli, Erdoğan Alkan, Enver Ercan, Metin Demirtaş, Sunay Akın, Nevzat Çelik, Birhan Keskin, Muzaffer Erdost , Gülsüm Akyüz, Sina Akyol, Özgen Seçkin, Halime Yıldırım, Halime Yıldız, Nursel Aras, Nur Saka, Oya Gündüz Aksu, Sener Aksu,Türkan İldeniz, Nalan Çelik, Mustafa Tabak, Baha Çitakoğlu, Mustafa Köz, Meryem Oruç, Dilek Yılmaz, İsmet Alıcı , Adil Okay ,Dilruba Nuray Erenler, Melahat Babalık, Döndü Açıkgöz, Berrin Kaya, Muazzez Uslu Avcı, İsmail Biçer, Metin Kaya, ,Nuray Gök Aksamaz, Önder Birol, Enver Karagöz, Hayrettin Geçkin, Sezai Sarıoğlu, Asuman Şahin, Özer Topçu, Hüseyin Şahin, , Esin Üçüncüoğlu, Sevim Yazar, Murtaza Çam, Kamil Aydemir, Rahime Henden, Ruhan Mavruk, Necat Bayraktar, Ahmet Kılıç, Hasan Seçkin, Aylin Altun Gül, Hasan Çapik, Ece Ersoy, Suna Yıldırım, Nazmi Bayrı, Akman Gedik, Necdet Arslan, Osman Bozkurt, Fatma Türk Kuşkaya, Ayşe Kaygusuz Şimşek, Eset Okur, Feyyaz Kadri Gül, Ahmet Günbaş, Fülya Çelik Çetintaş, Berrin Nazlı, Sekan Engin, Hülya Sığca, Nevzat Karakış, Nezihe Fıçıcı, Fatma Aras, Umut Yasar Abant, Cengiz Yıldırım, Emine Pişiren , Zeki K. Engin, Tekin Ağcak , Deniz Saraç, Cahit Kaya, Nedime Kosgeroğlu , Aydın Şimşek, Mualla Direniş Yasıbaş, Pelin Yılmaz, Arzu Karadağ, Dedros Dağlıyan, Arife Kalender, Suna Aras, Tuğrul Keskin, Saadet Ün, Oya Karaege, Dilek Ayrıbaş, Özer Turan, Ertan Mısırlı, Nurten Çakı, Nursen Yiğit Ural
İsimleri yazdığım toplumcu gerçekçi ve sosyalist şairlerimizi saygıyla, dostlukla, sevgiyle selamlıyorum. Sonsuz dinlencedeki şairlerimizi şükranla, rahmetle, saygıyla anıyorum. Yaşayan şairlerimize sağlık mutlu uzun ömürler diliyorum.