ben nerden bileyim ölümü
zeytin ağaçları altında
sevişmemişe sor
düşlerin koynunda olanın
aklına düşer mi o an
hayat ağaçları:
ışığına bağlandığımız barışın
sofra bereketi kadar taşması
spermalarının yeryüzüne
üstelik, şöyle bir uğrayıp geçen
bahar günlerine hiç benzemez ömürde
yamru yumru bir yurdun yurttaşı için
ne tutabilir pervasız sevişmenin yerini
ama duldası kalmamış bir dünya bu, aşıklara! değil mi
ey yaşamı engellerle preslense de
arzuları çatlaklardan sızan dikizci çoban:
bilir misin, ancak sevişmeyle özünü aşar da
tuz, tılsıma dönüşür tende! ancak o zaman
sunar, zora yerleşik istiridye aşıklara incilerini
hem sorar mısın, niçin yasaklanır ki tene, türküsü?
oysa bir dağ nasıl yapamazsa isyansız
sevişme de açmıyorsa ucunu özgürlüklerin
neye yarar gözeneklerine damlayan ter, hayat
ağacı: nasıl açıklanır hunharca yok edilişlerin
köklemek için mi binbir güzelliği, kaldıysa şayet!
HASAN ÇAPİK
Merhaba Sevgili ve değerli Hasancığım, şiirin ve şiirlerin lekesiz diliyle nice üretimlere diyerek,okurların elinde ışık olsun.Maya Kültür Dergimize nice yıllara …
sevgiyle selamlar
Merhaba üstadım, çok teşekkür ederim. Şiir kuşkusuz okuruna ulaştığında kanatlanmış oluyor.